Siyasi iklim meteorolojiyi bastırdı!

30 Ocak 2022 Pazar

Siyasi iklimin kar, tipi, ayaz, bütün meteorolojik olayları bastırdığı bir haftayı geride bıraktık.

İktidarın Ekrem İmamoğlu ile mücadelesinin devamında haftayı, Saray içi denge değişiklikleriyle tamamladık.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yerine Bekir Bozdağ’ın getirilmesi çok şaşırtıcı değil. Saray hükümeti içinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Gül arasında çekişme olduğu kamuoyuna da yansıyordu. Soylu işi, “Biz yürürüz, hukuk arkadan gelir” diyecek kadar ileri götürmüştü. Arkadaşımız Selda Güneysu en son 29 Ekim 2021’de Soylu-Gül çekişmesinde Soylu’nun daha baskın olduğunu, Gül’ün görevden alınabileceğini yazmıştı.

Şahsımrasi tam bir kapalı rejim haline geldiği için bu değişikliğin elbette pek çok kulis bilgisi de olacak. 

Dikkati çekenler şunlar:

-Soylu’nun arkasında Bahçeli var. Cumhur İttifakı içinde bu hat güçlendi.

-Bozdağ, Binali Yıldırım’a yakın. AKP içinde bu hat güçlendi.

-Gül, Numan Kurtulmuş’un ekibinden idi. Ayrıca Milli Görüş kökeninden geliyordu. Tarikatlar bundan rahatsızdı. Onların dediği oldu.

Kulisi burada kesip hukuka girelim. Gül, en son İmamoğlu tartışmasında MOBESE kamerası görüntülerinin kullanımının hukuka aykırı olduğunu söylemişti. Bunun da Saray’ı kızdırdığı söyleniyordu. 

Saray, İmamoğlu ile mücadele ederken kendi içinde dalgalandı.

***

Millet İttifakı tarafında da hareketli bir haftayı geride bıraktık.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bu haftanın gündem konularını konuştuğumuz görüşmemizde “yeni dönemi” temsil edecek cumhurbaşkanı portresini şöyle çizdi:

- Devleti iyi bilecek.

- Millet İttifakı’nın dengelerini koruyacak.

- Demokrasiye geçişi hedef edinecek.

- İşbaşına geldiğinde eline geçirdiği güç karşısında egosuna teslim olmayacak.

Yukarıdaki her tarifin karşısına konabilecek isimler var. 

Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın içinde ya da çevresinde adı geçen partilerin başka arayışlar içine girebileceğine dair haberlerden rahatsız değil. Bunun kamuoyunda tartışılanın aksine karşılıklı güveni artıracağına inanıyor. Değerlendirmesi şöyle:

“Biz muhalefetteki tüm partilerin liderleriyle görüşüp çözüm önerilerini paylaşıyoruz. Bizim dışımızdaki partiler de hem bizimle birlikte gelecek arayabilir hem de başka bir çıkış yolu varsa bunu dillendirebilir. Biz bu kadar güçlü ve yüksek bir özgüvenle diktatörü sandıkta, demokrasiyle değiştirmeye talibiz...”

Kılıçdaroğlu, “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” söylemine ilişkin şunu söylüyor:

“Tüm Türkiye’de ve herkes için demokrasi istiyoruz. O zaman bunun yolu her nerede isek, hangi yaraya parmak basıyorsak oradan geçer...”

***

 Kılıçdaroğlu Saray iktidarına karşı seçenek oluşturduğuna dair güçlü bir inanç içinde. Son dönemdeki bütün görüşmelerimizde büyük bir özgüvene sahip olduğunu görüyoruz. 

Bu özgüvenin içinin ve altının dolu olması çok önemli. 

Kamuoyu, iktidarın da sistemli şekilde dayattığı gündemle, “Millet İttifakı’nın adayı kim olacak” sorusuna kilitlendi. Kılıçdaroğlu isim vermek yerine tarifle yetiniyor.

MOBESE’nin bile namlu olarak kullanıldığı bir ortamda şimdiden isim belirlemek zor olabilir ama yeni dönemin müjdesini vermek mümkün.

Saray hükümetinde başka değişiklikler de olabilir. Anadolu’da bir deyim vardır:

Çürük tahta çivi tutmaz!

İşte TÜİK Başkanı da bir yılda üçüncü kez değişti. 

Bize yeni bir ufuk gerek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yargıtay’da kanun kim? 16 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları